Semptomları Uzun Süre Görmezden Gelinen Kadınların Teşhis Hikayelerine Mutlaka Kulak Vermelisiniz!

Tıp alanında cinsiyet önyargısı maalesef hala var. Kadınlar genellikle göz ardı ediliyor, yanlış teşhis ediliyor, korkutuluyor ya da bunların hepsine birden maruz kalıyor. Yapılan bir araştırma, yedi yüzden fazla farklı hastalık göz önüne alındığında kadınlara erkeklerden daha geç teşhis konulduğunu ortaya koymuştur. Semptomlarını göz ardı etmiş ya da göz ardı etmek zorunda bırakılmış kadınların hikayeleri hepimizi bilinçlendirebilir!👇

Kaynak: https://www.buzzfeed.com/claudiasanto…

1. “Adet döngüm çok düzensizdi. Polikistik over sendromundan şüphelendiğim için jinekoloğa gittim. Ultrasonda hiçbir şey görülmedi ve neşeyle, ‘Çok yakında bebeğinize bakmamız için burada olacaksınız!’ denildi. O zamanlar gebe kalmaya çalışmıyordum. Pratisyen hemşire, bana tek sorunumun yirmi kilo vermem gerektiğini söyledi.

‘Verdim ama hala aynı semptomlara sahiptim. Tekrar hastaneye başvurdum ve yirmi kilo daha vermem gerektiği söylendi. Bu noktada, bana verecekleri tek cevabın bu olduğunu anladım. Beş yıl sonra -hala düzensiz adetlerle- gebe kalmakta zorluk çekmeye başladım. Aile doktoruma gittim, o da beni bir radyoloji hastanesinde ultrasona gönderdi. Yirmi dakika içinde beni arayıp bunun çok açık bir şekilde polistik over sendromu olduğunu söylediler. Bu sendromla ve daha kilolu insanlarla nasıl çalışacağını gerçekten bilen bir doktorla doğurganlık tedavilerine başladıktan sonra üç ay içinde gebe kaldım.’

2. “21 yaşındayken jinekoloğum rahim içi araç taktırmamı istediği için bana doğum kontrol hapı vermedi. Hap yerine neden rahim içi araç kullanmam gerektiğini düşündüğüne dair bana hiçbir gerekçe sunmadı. Ancak önerdiği RİA markası muayenehanesindeki tüm ürünlerin markasıydı.”

‘Üç kez randevu alarak ofisine gittim ve bana ilaç falan vermedi. Ödememi aldı ve RİA taktımayı reddettikten sonra gittiğim ilk iki seferde beni muayene bile etmedi. Gerçek anlamda muayene etmesini talep etmek zorunda kaldım. Birkaç ay sonra, büyük bir ağrı içindeydim. İki acil servis ziyareti ve bir acil bakım ziyaretinden sonra nihayet bir doktor tarafından dış gebelik teşhisi kondu. İki farklı türde ultrason ile bunu doğruladılar. Henüz yeni bir jinekolog bulamadığım için o jinekoloğu aradılar ve o da beni ilgi çekmek ya da hap almak için ‘numara yapmakla’ suçladı ve şimdi bu kadar acı çekiyor olmamın ‘çok yerinde’ olduğunu söyledi.’

3. “15 ya da 16 yaşlarımdayken başladı. Adet dönemlerim arasında çok fazla ağrı çekiyordum -adet dönemi ortasında ağrı olduğunu biliyordum ama bu çok şiddetliydi ve normal hissettirmiyordu. O zamanki kadın doğum uzmanım, bunu mittelschmerz yani yumurtlama ağrısı olarak değerlendirdi.”

‘Bir ultrason kontrolü yaptı ve bana ‘Ah, bir kistin var. Kendi kendine geçer,’ dedi. Birkaç yıl sonra farklı bir şehre taşındım ve artık regl dönemlerim arasında ağrı o kadar şiddetli oluyordu ki ayakta duramıyordum, uzanamıyordum ve rahatlamak için hiçbir şey yapamıyordum. Sonunda acil servise gittim ve sağ yumurtalığımda bir kitle buldular. Yeni doktorum bazı testler yaptı. ‘Bunu çözmeliyiz, bu şekilde yaşayamazsın,’ dedi. İki büyük miyomum olduğu ortaya çıktı: biri golf topu büyüklüğünde, diğeri ise yumruğum büyüklüğündeydi. Masraflı ve bir büyük ameliyattan sonra ağrılarımdan kurtuldum. Hayatı yeni doktoruma borçluyum. Ama sağ yumurtalığım artık çalışmıyor.’

4. “23 yaşındayım ve birkaç yıldır şiddetli baş ağrıları çekiyorum. Bunu doktoruma birkaç kez söyledim ve her seferinde migren ya da iş/okul stresi olarak geçiştirdi. Sanki hepsi benim kafamdaymış gibi hissetmeme neden oldu.”

‘Son zamanlarda aşırı mide bulantısı ve baş dönmesi hissetmeye başladım. Sonunda CT taraması için sevk aldım. İyi huylu, 3,2 santimetrelik bir beyin kistim olduğu ortaya çıktı. Şimdi başka doktorlarla da ameliyat olup olmama üzerine konuşup bir bekleme süreci yaşıyorum.’

5. “Kız kardeşim nefes alamadığını söyleyerek iki gece üst üste acile gitti.”

‘Her ikisinde de anksiyetesi var diye geçiştirildi. İki gün sonra yıllık kontrolümüzü yaptırdık ve akciğerlerinin çöktüğü tespit edildi.’

6. “16 yaşındayken semptomlar göstermeye başladım. Koltuk altlarımda derin, ağrılı kistler vardı. Doktorlar bunun sadece kötü hijyen ve ucuz jiletlerden kaynaklandığını söylediler. 18 yaşındayken bir dermatolog bana bunun ‘basit bir akne’ olmadığını ve tekrar ortaya çıkarsa hemen ameliyat için geri gelmemi söyledi.”

‘Sıfır açıklama ya da teşhis. 20 yaşındayken koltuk altlarım temizlendi ama apseler kasık bölgeme taşındı. Bir aile hekimi kasığımdaki erik büyüklüğündeki apsenin kıl dönmesi olduğunu söyledi. Bir şırınga ile boşaltmaya çalışırken iki hemşirenin beni tutmasını istedim. Bu işe yaramayınca boşaltmak için içini kesti ve ben bayıldığımda bıraktı. Sonunda, 26 yaşındayken bana hidradenitis suppurativa* teşhisi koyan ve o zamandan beri beni tedavi eden dermatologu buldum. Bu hastalığın tedavisi yok, kesin bir nedeni de yok ve hayatımın çoğunu meşgul ediyor.’

*Köpek memesi hastalığı

7. “İkiz kız kardeşimde beyin felci vardı. Göğsünde bir baskı hissediyor ve yutkunmakta biraz zorlanıyordu. Yıllar boyunca bizi dinleyecek ve onu ciddiye alacak birilerini bulabilmek için doktor doktor gezdik. Bunun, durumunun bir parçası olduğunu ve endişelenecek bir şey olmadığını söyleyip durdular.”

‘Sonunda, yaklaşık otuz kilo verdikten sonra CT taraması isteyen bir doktor bulduk. Tahmin edin ne oldu? Greyfurt büyüklüğünde bir timüs (göğüs kemiğinin altındaki küçük bez) tümörü vardı. Kanserliydi. Artık bir şey yapmak için çok geçti. Birkaç ay sonra kollarımda vefat etti. Onu özlemekten ve bizi görmezden gelen o doktorların her birine lanet okumaktan asla vazgeçmeyeceğim.’

8. “Çocuğum olduktan sonra sürekli nefes almakta zorlanıyordum. Saçlarım dökülüyordu, tırnaklarım kırılıyordu ve dinlenirken bile nabzım 110’du. Her zaman endişeliydim ve günlerdir uyuyamıyordum.”

‘Yedi yıl boyunca doktorlar bana ‘sakinleşmem’ ve ‘stresim üzerinde çalışmam’ gerektiğini söyledikten sonra kadın doktorum bana bir kan testi yaptı. Ciddi hipertiroidi ve Graves hastalığım vardı. Kalbimde ve genel sağlığımda kalıcı hasar var. Saçlarım asla tam olarak geri gelmeyecek. Uzun vadede, sağlığımı gerçekten berbat etti.’

9. “Üniversite birinci sınıftayken ne yersem yiyeyim, ister bir dilim ekmek ister kızarmış patates olsun, her yediğimde mide bulantısı ve kusma yaşamaya başladım.”

‘Onlarca farklı test yaptırdıktan, hiçbir sorun olmadığı ve ‘sadece mide yanması’ denilmesinden sonra tamamen farklı testler yapan başka bir doktora gittim. Ona ilk doktorumun ‘sadece mide yanması’ dediğini, sonra fikrini değiştirdiğini, ‘Safra kesen yüzünden olabilir,’ dediğini ve böylelikle safra kesemi aldırdığımı söyledim. Üç yılın ardından sorunun bunların hiçbiri olmadığını, bunun yerine gastroparezi (mide kaslarınızın son derece yavaş kasılması) olduğunu öğrendim. Üniversitedeki son iki yılınızda her yemekten sonra kustuğunuzu düşünün!’

10. “Yıllarca karın ağrısı çektim ve bir keresinde otuz gün boyunca tuvalete çıkamadım.”

‘Özellikle masa başında çalıştığım için kadınların karın ağrısı ve kabızlık çekmesinin normal olduğu söylendi. Meğer kalın bağırsağımda tenis topu büyüklüğünde bir tümör varmış.’

11. “Yıllarca sadece anksiyetem olduğu söylendi. Sonra farklı olan şeylerle başa çıkamadığım için OKB denildi. Ne zaman ‘Belki de otizmli olabilirim,’ diye düşünsem ‘çok zeki’ ya da ‘çok sosyal’ olduğum gerekçesiyle dikkate alınmadım.”

‘Meğer otizmli kadınlar, küçük yaşlardan itibaren otistik özelliklerini maskeleyecek şekilde sosyalleşip otizmli erkeklere göre sosyal açıdan genellikle daha becerikli görünüyorlarmış. Görgü kurallarına özel bir önem veriyordum, böylece diğer insanların yanında nasıl davranmam gerektiğini öğrenebiliyordum. Nihayet birkaç ay önce nöroçeşitlilikle ilgili şüphelerim konusunda beni dinleyen biri oldu ve teşhisim konuldu. Artık her şey mantıklı geliyor. Bu noktaya gelmenin kırk yıl sürmesi ise çok yazık.’

12. “Kızımı doğurduğumda 22 yaşımdaydım. Hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiren şiddetli sırt ve pelvik ağrılarım oldu. Bir şeylerin yolunda gitmediğini biliyordum ama doktorlar bana sürekli ağrı çekmemin mümkün olmadığını, testlerimin normal göründüğünü söylediler. Birkaç yıl boyunca bununla uğraştım, hep acı çekeceğime ve bir daha asla ‘normal’ olamayacağıma karar verdim.”

‘Yaklaşık üç yıl sonra hala acı çekiyordum ve cinsel ilişki giderek daha ağrılı hale geliyordu. Yeni bir uzman buldum ve başlangıçta neden hamile kalamadığımı öğrenmek için bir randevu aldım. Bir kontrol için laparoskopik ameliyat planladılar. Ameliyattan çıktıktan sonra doktor geldi ve rahmimin tamamen sarktığını ve mesanemin üzerine düştüğünü söyledi. Bu, zor doğum yapmamın ve rahmimin esnekliğinin olmayışının bir sonucuydu. Henüz 25 yaşındayken histerektomi olmak zorunda kaldım. Doktor bu durum ve ağrılarla bu kadar uzun süre yaşadığıma inanamadığını söyledi.’

13. “Bana defalarca ‘yanağımı ısırdığım’ ve ‘kanser gibi görünmediği’ söylendi ama bu sırada ağzımda bir tümör büyüyordu. Bir cerrah, bunun enfeksiyon olduğunu söyledi.”

‘İyileşmiyordu, gittikçe büyüyordu ve uzun süre kimse yardımcı olmadı. İki yıl sonra, nihayet bir doktor biyopsi yaptı ve teşhis konuldu. Lenf düğümlerini çıkarmak için boyun diseksiyonu da dahil olmak üzere oldukça kapsamlı bir ameliyat geçirdim.’

14. “Arkadaşımın ailesinde meme kanseri geçmişi vardı. Annesi, 38 yaşındayken mamografi çektirmek istedi ancak doktoru ‘kırk yaşına kadar’ endişelenmemesi gerektiğini söyledi.”

‘Kendi kendini muayene etmeye devam etti ve yeni bir doktor, ona meme kanseri teşhisi koydu. Genetik testler sonucunda nüks riski nedeniyle çift mastektomi yaptırdı. Israrı sayesinde erken teşhis edilen kanser, hayatta kalma şansını artırdı. Kendi sağlığını savunarak hayatını kurtardı.’

15. “Uzun yıllar açıklanamayan kalça ağrılarım oldu. Aylarca iyi hissederdim, sonra aniden o kadar şiddetli bir ağrı olurdu ki ortalama beş gün süresince yataktan çıkamazdım. Doktorum sürekli sorunun tendinit olduğunu söylüyordu.”

‘Sonunda röntgen çektirmek istediğimde bir kist bulundu. Bir uzmana göründüm, o da bana kistin ağrıya neden olmadığını ve bunun muhtemelen sadece regl ağrısı olduğunu söyledi. Birkaç ay sonra ağrı; o kadar şiddetlendi ki oturamıyor, ayağa kalkamıyor ve yürüyemiyordum. Bacağımda ve sırtımda his kaybı vardı ve tuvalete gidecek kadar bile gevşeyemiyordum. MR çektiler ve kötü huylu bir tümör buldular. Kemik kanseriydim ve 29 yaşındayken total kalça protezi ameliyatı oldum. Altı ay daha bekleseydim muhtemelen kanser dördüncü evreye kadar ilerlemiş olacaktı.’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir